Yol (Seyrüsüluk)

Tasavvufta yol “Hakk’a giden ve saliki ilahi huzura ulaştıran vasıta” olarak ifade edilir.
Mabel Matiz’in pek çok güftesinde yer alan bu kavram Toy şarkısında şöyle geçer:

“Yol yol yüreğim
Yol benim yüreğim
Yol yol yüreğim
Yol verin gideyim”

Yüreğini bu yola koyarak giden sanatçı karşısına çıkacak engellerin farkındadır. Yunus Emre’nin “Canım erenler yolı inceden inceymiş” dizelerinde belirtildiği gibi bu ince yolda salik, kalbinde aşk ile sabır ve tevekkülle yürümelidir.

Şarkının klibinde karanlık ortamda yer alan bireyleri aydınlığa yönlendiren başka birinin varlığından bahsetmekte bu kişi kurtarıcı olarak nitelendirilmektedir.

Mabel Matiz’in “Dualar Değişir” güftesinde geçen aşağıdaki dizeler kişiyi ilahi huzura eriştiren bu vasıtada bazı zorluklar olduğuna dikkat çekiliyor.

“Metalin, betonun, asfaltın, bu korkunç ormanında
Ben de sıkıldım bu seslerden
Yollarımızdaki kafeslerden
Anlamıyorsan bile olsun, gel
Sıyrılalım örtümüzden”

Zaman ve yaşanan değişim, şehirleşmenin ve beraberinde yalnızlaşmanın artması modern ve postmodern anlayışta sıkça işlenen temalardır. Burada metal, beton ve asfalt kelimeleri ile modern zamanın getirdiği yapaylaşmaya ve karmaşaya dikkat çekilmiştir.

Yollardaki kafesler imgesini yine postmodern bağlamda incelersek kişinin zihin hapishanesi, teknoloji karşısında bireyin kendini topluma, maneviyata, sosyalleşmeye kapatması ve tüm değerlerden soyutlanmasıdır. Bu karamsar ortamda sanatçı yine tasavvufun özünü oluşturan kucaklayıcı bir yaklaşımla Mevlana’ya isnat edilen “Gel, gel, ne olursan ol, yine gel!” sözlerini andırır bir tarzda “Anlamıyorsan bile olsun, gel, sıyrılalım örtümüzden” diyerek” hoşgörülü ve kararlı bir tavır takınır.